26 Eylül 2010 Pazar


Aylar mı geçti üstümüzden?Şöyle bir dönüp baksak,kaç aydır benimle,içimde bir yerlerdeydin sen?Güçlü ve gerçek şeylerin korkutuculuğuydu kaçıp durmama sebep fakat olduğum yerde daire çizip duruyormuşum meğer! Aslına bakarsan hayatım böyle geçti -ki çıkmaz sokakların çıkar köşelerini çok iyi bilirim bu sebepten..Bıktım ve bıraktım kendimi artık, döndüm sokağın o köşesinden işte karşımdaydın çokça zaman sonra yürüdüm ve yanına geldim.Hadi gidelim artık!
İnsanca merak ediyoruz evet sen benim sana bile anlatmadığım şeyleri biliyorsun ya -cevapları cümlelere dökülmüş açıklamalar isteme benden nolur, insanlaşma! :) Oksijensiz de yaşarız biz bilmiyor numarası yapma!
Şimdi bakma bu halime aslında yazmıyorum şuan!Zaten hipnozu falan aştık artık,içim içine doğduğunda başladı herşey..Sonra Bach amcamızla çevremizde var olan hiçbirşeyin aslında yok olduğunu bildim ben.Yok değil mi böyle bir dünya..40 kelimeyle yaşanan ilişkiler falan..Varsın olmasın şimdi,bir tek Sen ol o yeter bana. YERLEERRR:)

10 Ağustos 2010 Salı


Garip zamanlar bunlar..Ansızın girivermez hayatına..Böyle yavaştan ve bağıra bağıra gelir.Çarpıcagını bildiğin halde gazdan çekemezsin ayağını..Önüne çıkan engeller,
ezip geçtiklerin,çarpmamak için direksiyon kırdıkların bile fayda etmez son sürat varırsın o yere.Tanıdık bir yerdir orası çünkü; genelde, bir dönemi kapatır ve yeni bir sayfa açar hayatında. Kaçınılmazdır bu gidiş 'Bırak beni artık geri dönmek yok!'ları anlamaz insanlar sen avaz avaz söylerken.Hepsi bir umut sayar benliğini.. Halbuki senin o an kurtarılmaya ihtiyacın yoktur, istemiyorsundurda zaten.. Çünkü sen istediğin sürece hipnoza girersin! En fazla girmiş gibi yaparsın! İstediğinde tekrar ayakların yere basar çünkü temkin senin göbek adındır.. Kontrollü olmak bir tercih işimidir ki? Hiç sanmıyorum!
Sen Sayınherşeyibilen! Bilmiyorsun ki senin en çok rahatsız olduğumu düşündüğün sey,benim sende sevdiğim TEK şeydi!Beni sana bağlayan en kalın düğümdü! Sarfedilen sözler yapışıp kalır diye mi bilmem, düşünüyorum o gunden beri neydi bende sana ket vuran? Olması gereken herşey halihazırda orada dururken,bana düşen çantamı alıp çıkmaktı değil mi? Yalan yok ben istedim senle olmayı..Hani anlatılmıyordu ya kalpteki görünüşte herşey hazırken bir tek içimdeki boşluğu göremedin sen.Sen böylesine doluykende normaldi zaten görememen..Neyse bence biz zaten varıcağımız yeri hissediyor,gözlerimizin renkten düşeceğini görüyordukta, şekli ve zamanı
belirsizdi.Sağlıklı soluklar bize göre değildi ya saatlerce tartışıp bir hayat öpücüğü ve 5 avuç kalp masajıyla kendimize gelirdik.Yaşamak istediğim bu değildi, bu yüzden ölüme yakın soluklar tam benlikti! Sıkılmakta senin en doğal hakkın!

Nihayetinde benle ya da bensiz dünya döner..Hem ağzının içine düşenler gani ganiyken işin ne ki burada?Çok bile durdun,ruhun ve bedeninle iyi yolculuklar..

19 Temmuz 2010 Pazartesi

This may be just a mob-phone story!


İçimdeki seni terketmek için gittiğim, Tanrının unuttuğu bir kasabayı terkettim bugün.Bir bikini,bikaç etek,terlikler,ruj,birkaç kitap,birkaç tane daha ruj,olağan sabahlama seansları için önlem olarak birkaç hırka ve kısa pantolon almıştım yanıma.Cep telefonumda vardı ama 3gün sonra oda terketti beni!Kayalara çarpa çarpa denizin dibini boyladı! Halbuki o her gitti dediğimde esrarengiz bir şekilde bana geri dönen tek şeydi!(dönmesini istediklerimden tek diyelim)Hemen peşine düştük tabii.Denizin dibi karanlıktır hemde tepesinde ışıldayan Güneş'e inat!Fakat o güneş ışığını içine hapsetmiş gibi,denizin dibinde tek başına parıldıyordu..Etrafında dolanan pavuryalara hiç aldırmadan sıkıca tuttum onu ve birlikte TEKRAR kayaya çıktık! Yıkadım,kuruladım,her parçasını tek tek kontrol ettim."Benimlesin hala ne bu acele?" dedim."Devam edebiliriz,geç değil hiç birşey için!Böyle olupta yıllar boyu çalışmaya devam eden telefonlar duydum ben!YAPMA!"...
Sesini çıkarmadı..Güzelce bir poşete koyup geri gönderdim onu.Tanıdık yerler,işbilir eller işe yarayabilirdi! Bazen akışına bırakmak gerekir.İpi biraz gevşetip ne yöne sapıldığını,parmağını yalayıp rüzgar yönü bulur gibi görmek gerekir..Bende öyle yaptım!Teknolojiye ihtiyaç duymayan,bankamatik bile kullanmayan bir kasabaya gidip kafamı boşalttım.Kulağımdaki gereksiz vızıltıları arındırıp senden kalma şarkılara yer açtım.İnanmazsın özledim seni.Kafamdan geçen her fikri senle paylaşmak için yanıp tutuştum,O lanet çok bilmişliğine rağmen hemde! :)

Ama arayamadım biraz daha zamanı var..Zamanı geldiğinde de aramaya cesaretim olur mu bilmiyorumm..Cesaretim olduğunda Sen orda olur musun,hiç sanmıyorum! Ama özledim işte..

4 Temmuz 2010 Pazar

"sesinden anladığında yağmuru,ıslanmıyorsundur"


Bir ben vardı bir zamanlar...Her insan gibi güneşe havaya ihtiyaç duyardı..Güneşi tam olarak hissetmemiş,oksijeni başı dönene kadar içine çekmemişti ki,kendi "normalliğine" dönüp kendi sınırlarından taşsın.Eros'la henüz tanışmamış bir ben vardı,Onun varlığına inanmayan bir ben.Eros'un efsane armasını taşıyan oklardan başka birşey görmemiş,hissetmemiş birinden ne beklersinki zaten?Bana ait aşk tanımları olağanüstülüklerle doluydu..Biliyordum bir TEK kişi tam olamaz asla!Fakat,-tamamen TAM olmaksa maksat..Uçurumun iki yakasından atlarken,ortada kısa bi an el ele tutuşmaya razı olmak gibi..Aşk dediğin -ani,geri dönülemez ve vıcık olmalı.:) Şayet istemiyorsan, korkuyorsan ,kararsızsan -bununla buna rağmen yaşanamamalı aşk...

Kendi için sağlıklısını sevemeyen, saplantılı zorlanımlı rahatsızlık sahibi insan oğlu! Bırak kenara sözlükleri,anlattıklarımın kalıbı yok! Sen dediğimde bile tamamiyle üstüne alınma! Ta ki "artık" birinin gece yarısı güneşi olana kadar...

28 Haziran 2010 Pazartesi


Karanlık odamda önümde yanlışlarla,pişmanım ne yer ne de gök farkında..Dürüstülüğünün sonucu bu.Benliğimde aradığın kadar karanlık değil ruhum hatta belki sen çok parlaksın bilmiyorum..Şaşırma!-Benli cümleler kurmaya alışık değil bu zihin.Neden uğraşıyorsun söyle neden?Kulak ver insanların öğütlerine,bu yolda heba ettiklerine.Sonu yok ki bunun. .Sen mantığını tamamen terketmiş evine döner halinle naptığını bilirken ben,tüm mantığıma sarılmış halimle ne yapıcağımı bilemiyorum.Neden uğraşıyorum,ne zaman bu kadar bencilleştim anlayamıyorum.Bi'yerlerde bir aşk kıpırtısı olsa bilirim peki ama AŞK değilse ne?Bilemiyorum bu yüzden vazgeç işte.-Bu boktan oyunda hepimizin zokası bir başkasının elinde.Herkes bir başkasının ipini tutmuş, hem katil hem maktul bir yaşam sürüyor.İnan kafam karışıyor-iki yapboz parçasının uyumlu kıvrımlarını bir araya getirmekten kaçıyorum-güzel bir şeylerin kokusunu alabilmeme rağmen birşeyin parçası olma fikri miğdemi bulandırıyor.YANLIŞ ZAMAN anlıyor musun! Aldığım darbeyle yaşadığım sarsıntı ve kırıp döktüklerimle karanlık odamdayım şimdi.Araladığın kapıyı zorlama artık, n'olur git burdan.

-to HYP

Sen zaten gitmeye niyetliydin,olmadığını iddia ettiğin beklentiler varrdı aslnda koskocaman duruyodu TAM ortada.Zaten misyon buysa gitmek lazımsa-şov zaten sona ermişse yağmura mazeret biçmeye gerek var mı ?hep yağsa yağmur götürdüğü gibi döndürür de belki kim bilir zamansız yağmurlar günahsız:)hem zaten kişi istemeden hipnoz edilemez ki Richard Bach yalan söylüyor!
Durmak istiyorum sadece.. Artık ne yön var ne de sapılan yollar. İstemiyorum seçimler artık bıraksın peşimi mesela vedalarla birlikte.Verilmiş sözleri unuttum,onlarda gitsin..Yenisi-eskisi birbirine karışmış,kimseye ait olamadan her rüzgara kapılmak yoruyor artık.Hem bide böyle olsun nolurki ? telaşa mahal yok, arada kayıp giden güzel şeylerin pişmanlık tohumlarını sakladım ben.